2013 yılında bilim dünyasında önemli bir dergi olan Cell’ de uzun yaşam alanında dönüm noktası oluşturan The Hallmarks of Aging” Yaşlanmanın Belirteçleri başlıklı bir makale yayınlandı.                                     

Bilim dünyasında 10 binden fazla alıntılanan bu makaleye göre bir kişinin sağlıklı yaşam süresini öngörmek için kullanılabilen 11 adet biyobelirteç bulunuyor. 

Bunlara kısaca değinelim

  • Yağın depolanmasından yakılmasına geçişi sağlayan anahtar enzim AMPK
  • Yaş alma sürecinin birincil molekülü olarak değerlendirilen enzim mTOR
  • Kanser gelişiminde rol oynadığı düşünülen IGF-1 
  • Hücresel parçalanma süreci  Otofaji 
  • Senesens olarak da bilinen Hücresel yaşlanma
  • Çevresel etmenler ile şekillenen gen ifademiz Epigenetik
  • Kromozomların ucunda koruyucu kapak olan Telomerler  
  •  İleri yaşa bağlı oluşan hastalıklara karşı koruyan Sirtuin proteinleri
  • Glikasyon, vücut Enflamasyonu ve serbest radikal yükünü gösteren Oksidasyon seviyeleri

   Tüm bu biyobelirteçler içerisinde IGF-1 ve mTOR seviyeleri özellikle önemle vurgulanıyor.

IGF-1 yani insülin benzeri büyüme faktörü kanser riskini ölçmek için kullanılır. Hücresel büyümeyi tetikleyen ve hücrelerin temizlenmesini inhibe edebilen bu faktör, kendisi de bir düzensiz hücre çoğalması olan kanseri tetikleyebiliyor.  Araştırmalara göre IGF-1 seviyeleri düşük olan kişilerin kansere yakalanma riskleri de düşük oluyor ve diğer insanlara oranla sağlıklı yaşam süreleri daha uzuyor. Bu faktörün düşük olması hücreleri çoğalmaya değil, onarım ve bakıma odaklıyor.

mTOR, hücre büyümesi ve metabolizmasında aktif olarak rol oynuyor ve IGF-1 ile yakın şekilde çalışıyor. Yaş alma sürecinin düzenlenmesinde anahtar gözü ile bakılan mTOR’un, IGF-1’e benzer şekilde düşük seyretmesi daha uzun ve sağlıklı bir yaşama işaret ediyor.

Bu biyobelirteçlerin seviyelerini düşürmek ileri zamanlarda da bazı yaşam tarzı değişimleri ve tekniklerle mümkün. Egzersiz, bitki bazlı beslenme, ideal kiloyu korumak, stresi yönetmek bu önemli etkileri yaratabiliyor.

Her gün sadece 10-12 saatlik açlık periyodu içeren Aralıklı Oruç modeli, IGF-1 ve mTOR seviyelerinin yükselmesini önlüyor. Açlık periyodunda beden, enerjisini sindirim sisteminden onarım ve yenilenmeye çekebilir. Böylelikle otofaji destekleniyor. Yine düşük kalorili bir beslenme izlemek IGF-1 ve mTOR aktivitesini düşürüyor.

--

Kaynak: The Hallmarks of Aging López-Otín, Carlos et al. Cell, Volume 153, Issue 6, 1194 - 1217